Kayıtlar

Ocak, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ödülünüzü alın ve çekip gidin...

Resim
  Film festivalleri güzel organizasyonlar. Artist erkekler ve aktrist kızlar en güzel elbise ve elbisecikleriyle kırmızı halıda yürüyorlar. Salaş giyinmesi hayat şekli olmuş yapımcılar; siyah siyah smokinler, papyonlar, gravatlarla arzı endam ediyorlar. İstanbul Film Festivali başta olmak üzere pek çok festivalde ödül alan oyuncular, toplumsal duyarlılık olan konularda vaaz vermeyi ihmal etmiyorlar. Çoğunlukla da alkışı bu vaazdan kotarıyorlar. Tüm dünyada durum hemen hemen böyle. 2019’da bu duruma güçlü bir itiraz yükseldi. Sesin sahibi film camiasından olunca bir linç de yaşanmadı. Golden Globes’un 2019 sunucusu Ricky Gervais, ödül için salona toplanmış, cicili bicili film insanlarına: “Eğer bugün bir ödül alırsanız bunu politik bir konuşma fırsatına dönüştürmeyin. Hiçbir konuda topluma ders verecek durumda değilsiniz. Gerçek dünya hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Ödülünüzü alın ve çekin gidin.” Dedi. Doğru söyledi. Bu sözleri Türkiye’de sinema ödül

Babil Kulesi, Harran Ovası, Alafranga Tuvalet

Resim
Akkültürasyon. Kültür Mantarı. Kültür Bitkisi. Bakteri Kültürü. Etnokültürel. Kültür Fizik. Kültür Mirası. Kültür Şoku. Kültür Turu. Kültür Varlığı. Kültürel. Kültürlü. Monokültür. Türk Kültürü. Arap Kültürü. Burjuva Kültürü. Batı Kültürü. Felsefe Kültürü. Bilim Kültürü. Din Kültürü. İnternet Kültürü. Popüler Kültür… Neyin yanına konulsa yakışmış maşaallah. Cemil Meriç Babil Kulesi demiş ama bence Harran Ovası daha uygun. Devrim yapacaksanız doğurgan kavramlar bereketli topraklardır.   Biz de tam bir devrim sürecinde “kültür” kelimesini transfer etmişiz. 1924 yılında girmiş lügatimize. Yeni Türkçe Lügatte kendine yer bulmuş. Hem yeni hem kültür gibi dişi iki kavramdan bir ülke, bir millet inşa edilmiş. İnsan, eşya, bilgi, görgü, kanun… her konuda kültür değişim için gerekçe gösterilmiş. Bale, Opera, Kıyafet, Alafranga tuvalet… ne varsa boca edilmiş üzerimize. En kültürlü insanlarımız ki burada “kültürlü”; bilgili-görgülü, irfan sahibi-yetenekli demek, doğru

TIKLAMA ÇİFTLİĞİ, KANAL İSTANBUL

Resim
Click Farm. Tıklama çiftliği. Sosyal Medya’daki skorları şişirmek için kurulan teknolojik çiftlikler. Yazılım robotları ile de bu işi yapıyorlardı. Bu biraz daha farklı. Gerçekten hesaplar var. Gerçekten bu hesapların bağlı olduğu telefonlar var. Hatta gerçekten tıklayanlar, takip edenler, beğenenler; işleri bunları yapmak olanlar var. Kısmen doğal bir şişirme diyebiliriz. Çin işi. Hesaplardaki anormal hareketleri sorgulayanlar, gerçek hesaplarla karşılaşıyorlar. Click Farmların müşterileri iki sınıf. Birincisi reklam müşterilerini aldatmak için bu yönteme başvuruyorlar. Bir nevi teknolojik dolandırıcılık. İkincisi ise içeriklerinin etkisini artırmak isteyenler. Nasıl? Şöyle ki: sosyal medyada da takipçisi çok olan hesaplar, daha çok beğenilen paylaşımlar… popüler olanlar daha çok ilgi çekiyorlar. Click Farm ile satın alınmış takip ya da beğeni kendisinin %60’ına varan oranlarda gerçek etkileşim alıyor.  Mesela 10 bin sahte tıklama, 6 bin gerçek tık

ATEŞ PAHASI KAHVE

Resim
Bir gün Kanuni Sultan Süleyman maiyetiyle beraber Istranca Ormanları'na doğru avlanmak üzere yola çıkar. Tam ormana vardıklarında yavru bir ceylanın peşinde koşuştururken bulutlar kararır, gök gürler ve şiddetli yağmur başlar. Herkes iliklerine kadar ıslanır. Ne yapacaklarını bilmez bir haldeyken civarda kandili parlayan bir kulübeye koşarak gidip sığınırlar. Konuksever kulübe sahibi ıslanmış onca insanı ısıtmak için yakacak neyi var neyi yoksa hepsini yakar. Birkaç saat sonra misafirlerin üstü tamamen kurur ve yol görünür. Lala, kulübe sahibinin yanına gidip teşekkür eder ve ateşin pahasını sorar. Adam, "Bin altın efendim" der. Lala, "Yaktığın odunlar bir altın bile etmez niçin böyle densüzlük edersin" diye adama çıkışınca adam da "Evet odunlar dediğiniz gibi bir altın bile etmez; ama yağmur altında, bu dağ başında, ateşin karşısında ısınmak çok pahalı bir şey onun için ben sizden odun parası değil, ateş pahası istedim."der. (Türkiye'

İlk 500, dünyanın 10 katı büyümüş...

Resim
İnsanlık olarak elde ettiğimiz hasılayı özetleyen bir veri Bloomberg Milyarderler Endeksi tarafından açıklandı. Buna göre, dünyanın en zenginleri listesindeki 500 kişi 2019’da %25 daha zenginleşti. Servetleri 1 trilyon 200 milyar dolar artışla 5 trilyon 9 milyar dolara ulaştı. Dünya 2019 yılında yaklaşık %2,5 büyümüş. İlk 500 zengin dünyanın 10 katı büyümüş. “Bu taksimi kurt yapsa kuzulara şah olsa” diyor ya Necip Fazıl öyle bir şey olmuş. İlk 10’lar, 100’ler, 500’lerle sonraki 100 binler, milyonlar, milyarlar arasında uçurum derinleşmiş. İmza attığımız ve kurum kurum kurularak anlattığımız ilerleme insanlığı fakirleştiriyor, işsizleştiriyor, muhtaçlaştırıyor, köleleştiriyor. Türkiye başta olmak üzere her yerde sosyal istihdam, gerçek istihdamdan öne geçmiş durumda. Başka da yolu yok. Çünkü insanın yapabileceği iş her gün azalıyor azalırken, insan üremeye devam ediyor. İnsanlığın gerçek gündemi Gelir dağılımı adaletsizliği. Bu gündemi, ilkler arasında

Türkiye'nin Yeni Lideri

Gençler biliyor. Daha çok okuyorlar. Daha çok görüyorlar. Daha çok geziyorlar. Büyüklerinden daha çok biliyorlar. Büyüklerin gençlerden şikayetlenmesi belki de bundandır. Belki de yeni bir dünya kurmalarındandır. Yeni dünya farklı. Bireysel tercihler gerçek anlamda cemaat tercihlerinin önüne geçiyor. Mensubiyet, davranış birliği temin etmekten uzaklaşıyor. Tarikat şeyhleri takipçi ararken, koca koca kurumlar güldürü ile ilgi çekmeye çalışırken gençleri takip ediyor. Yeni durum politikayı da yeniden yontuyor. Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş… CHP’li değil ama CHP adayı. Herkes bunu tespit etti. Ne CHP’den aday olmaları, ne de CHP’li olmamaları bir fark oluşturmadı. HDP ile İYİ Parti’nin aynı ittifakta bulunması bir imkansız mal olarak pazara döküldü, ama müşteri buldu.   Eskimiş sözler iş yapmadı yapmayacak. Bugün iki parçalı bir siyasetimiz var. Bir tarafta Cumhur İttifakı, bir tarafta Millet ittifakı. Bir tarafta MHP, AK Parti vs… Bir tarafta CHP,

Like'ı daha fazla olan katil makbul olacakmış gibi...

Resim
Amerika Irak’ta, Iraklıların istihbarat desteğiyle İranlı General Kasım Süleymani’yi suikastle öldürdü. Hamaney ve İranlılar üzgün. Trump ve onun gibi düşünen Amerikalılar tedirgin bir sevinç yaşıyor. Başlarına ne geleceğinden emin değiller. Tehditler savuruyorlar. Bu cinayet Amerika’nın Irak’ta işlediği ilk cinayet değil. Saddam Hüseyin ve bir milyondan fazla Iraklıyı tek tek öldürdüler. Devasa cüsseleriyle Irak’ı iç ettiler. Irak’ın bütün varlığını Amerika'ya transfer ettiler, ediyorlar. Kasım Süleymani de aynı amaçla Irak’taydı. Yırtıcı bir hayvan avlandığında avdan pay almak isteyen nispeten küçük yırtıcı hayvanlar gibi. Irak’ta kaç kişinin canını aldığı meçhul ama Suriye’de milyonlarca kurbanı var. Bazıları bu yaşanan için İlahi adalet falan diyor. Bence değil. Din gününün sahibi o gün adaletini gösterecektir. Yaşadığımız dünyaya ait sıradan bir hal. Amerika da İran da yaktıkları can kadar belki daha fazla bu dünyada yanacaklar. Yansınlar. İnsanın

Irishman Çok Uzuuuuuuuuun!

Resim
Büyük ustaların eserlerini takdir etmek takipçileri için bir had aşımı sayılabilir. Ancak hayranlık beyanında beis yok. Martin Scorsese son eseriyle yine hayran bırakıyor. Irishman. Robert De Niro, Al Pacino, Joe Pesci, Harvey Keitel oynamamış, karakterleri adeta diriltmişler. Yaşanmış bir hikaye boyutlanarak insanlığın bütün hikayesini kuşatmış. Mutlaka seyretmelisiniz. Bazı arkadaşlarıma da aynen böyle dedim. Mutlaka seyretmelisiniz. Pek çoğu filme başladığını ancak 15-20 dakika sonra sıkıldığını, izlemediğini söyledi. Neden diye sorduğumda, filmin uzun olduğunu söylediler. 15 - 20 dakikaya sığdırılmış, kestirme, hızlı, sıkıştırılmış filmlere alışanlar için gerçekten uzun. 3 saat 29 dakika. Tamamını izlediğinizde, izleyemeyenlerin kaçırdığının ne olduğunu görebilirsiniz. Yeni alışkanlıklarımız yüzünden sadece filmden değil, hayattan kaçırdıklarımızı düşünebilirsiniz. Çok uzuuuuuuuuuuuuun demeyin, fırsatınız olursa izleyin. #Irishman #RobertDeNiro #J