İlk 500, dünyanın 10 katı büyümüş...


İnsanlık olarak elde ettiğimiz hasılayı özetleyen bir veri Bloomberg Milyarderler Endeksi tarafından açıklandı.
Buna göre, dünyanın en zenginleri listesindeki 500 kişi 2019’da %25 daha zenginleşti.
Servetleri 1 trilyon 200 milyar dolar artışla 5 trilyon 9 milyar dolara ulaştı.

Dünya 2019 yılında yaklaşık %2,5 büyümüş.
İlk 500 zengin dünyanın 10 katı büyümüş.
“Bu taksimi kurt yapsa kuzulara şah olsa” diyor ya Necip Fazıl öyle bir şey olmuş.
İlk 10’lar, 100’ler, 500’lerle sonraki 100 binler, milyonlar, milyarlar arasında uçurum derinleşmiş.

İmza attığımız ve kurum kurum kurularak anlattığımız ilerleme insanlığı fakirleştiriyor, işsizleştiriyor, muhtaçlaştırıyor, köleleştiriyor.
Türkiye başta olmak üzere her yerde sosyal istihdam, gerçek istihdamdan öne geçmiş durumda.
Başka da yolu yok. Çünkü insanın yapabileceği iş her gün azalıyor azalırken, insan üremeye devam ediyor.

İnsanlığın gerçek gündemi Gelir dağılımı adaletsizliği.
Bu gündemi, ilkler arasında olanlar sürekli sulandırıyor.
Bu ila nihaye sürebilir mi? Mümkün değil. Su yatağını bulacaktır.

Ekonomi konusunda ahkam keserken, para barajlarını kuranların kavramlarıyla konuşuyoruz.
“Makro ekonomik denge”, “Faiz dışı fazla”, “Net hata noksan”, “PPP”, “Rating Notu”  vs… Bu kavramlara göre iyileşme, kötüleşme, dengelemeden bahsediyoruz.
Önce bu ezberi terk etmek zorundayız. Kerat cetveli ezberlemekle matematikçi olunmuyor.
Ezberleri bilgi olarak kabul etmekten, dayatanlara eyvallah demekten vazgeçmeliyiz.
Bütün insanlık için hayır olacak bir şey yapmak istiyorsak, buradan başlayabiliriz.

On binlerce dükkanı bulunan alışveriş portallarına karşı esnaf nasıl rekabet edecek?
Yemeyen, içmeyen, gezmeyen robotlara karşı insan nasıl üstün kalacak?
Birkaç havuzda toplanan ekonomik verim, vatandaşlara nasıl dağıtılacak?
Yeni ekonomik düzenin paylaşımı nasıl olacak, kim paylaştıracak?
Vs…
Gerçek sorulara gerçek cevaplar bulmalıyız.
Aksi takdirde düzeni tasarlayanlar; bizi verilerle, rakamlarla terbiye etmeye devam edecek.
İstediklerini yaptığımızda ağzımıza 

Yorumlar

  1. Bediüzzaman’a göre rızık ikidir:
    Birincisi hakiki rızıktır ki, insan bununla hayatını sürdürür. Bu rızık, taahhüd-ü
    Rabbânî altındadır. Beşerin sû-i ihtiyarı karışmazsa herkes bu zarurî rızkı bulabi-
    lir. Bunun için kişinin ne dinini, ne mâmusunu, ne izzetini feda etmesine mecbur
    kalmaz.
    İkincisi mecazî rızıktır ki, suistimaller yoluyla zarurî olmayan ihtiyaçlar zaruret
    haline gelmiştir. Gelenek-görenek sebebiyle insanlar birtakım şeylere tiryaki olup
    bunları terk edememektedirler. İşte bu rızık taahhüd-ü Rabbânî altında değildir.
    Bu rızık çok pahalıdır. Bazen bu rızkı elde etmek için kişinin izzetini feda edip zil-
    leti kabul etmesi, alçak insanların ayaklarını öpmesi gerekebilir. Ayrıca bu fakirlik
    ve sıkıntı zamanında, aç ve muhtaçların acı ve elemleri vicdanları sızlatacağı için,
    bu durum, gayrı meşrû yollarla kazanılan paralar vesilesiyle alınan lezzetleri acı-
    laştırıyor, vicdanı olanların vicdanını sızlatıyor

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MELEKLERİN İNTİKAMI

Irishman Çok Uzuuuuuuuuun!

OSMANLICA SARIŞIN ÇEKİK GÖZLÜLERİN İŞİ