Ödülünüzü alın ve çekip gidin...
Film festivalleri güzel organizasyonlar.
Artist erkekler ve aktrist kızlar en güzel elbise ve elbisecikleriyle
kırmızı halıda yürüyorlar.
Salaş giyinmesi hayat şekli olmuş yapımcılar; siyah siyah
smokinler, papyonlar, gravatlarla arzı endam ediyorlar.
İstanbul Film Festivali başta olmak üzere pek çok festivalde
ödül alan oyuncular, toplumsal duyarlılık olan konularda vaaz vermeyi ihmal
etmiyorlar.
Çoğunlukla da alkışı bu vaazdan kotarıyorlar.
Tüm dünyada durum hemen hemen böyle.
2019’da bu duruma güçlü bir itiraz yükseldi.
Sesin sahibi film camiasından olunca bir linç de yaşanmadı.
Golden Globes’un 2019 sunucusu Ricky Gervais, ödül için
salona toplanmış, cicili bicili film insanlarına:
“Eğer bugün bir ödül alırsanız bunu politik bir konuşma
fırsatına dönüştürmeyin. Hiçbir konuda topluma ders verecek durumda değilsiniz.
Gerçek dünya hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Ödülünüzü alın ve çekin gidin.”
Dedi.
Doğru söyledi.
Bu sözleri Türkiye’de sinema ödülü alan, alacak herkese
ithaf ediyorum.
Film camiası için cari olan bu durum diğer pek çok camia
için de geçerli.
İşini iyi yapmış ve zengin olmuş bir iş insanı,
Seçim kazanmış bir politikacı,
Yanık sesiyle insanların gönlünü kazanmış bir ses sanatçısı,
İyi et pişirmekle nam salmış bir aşçı,
Yazdığı kitap çok satan bir romancı,
Yeryüzü zemin bilgisine sahip bir jeolog,
Loto tutturmuş bir şanslı,
Yarışma kazanmış bir yarışmacı,
İyi göbek atan bir dansöz…
Çok sayıda insan her konuda ahkam kesebileceğini düşünüyor,
kesiyor.
Gervais’in sözlerini onlara da ithaf ediyorum.
Bu fenomenin sebebi aslında bilinen bir şey.
İnsanlar her konuda kararlarını kendileri vermek
istemiyorlar.
Sevdikleri, güvendikleri, beğendikleri insanların kararlarını
takip ediyorlar.
En doğrusunu onlar düşündüğü için değil, o konularda
düşünmek istemedikleri için.
Güven duyulan insanlar ise çoğunlukla bu durumu istismar ediyor ve her konuda ahkam
kesme hakkı olarak değerlendiriyorlar.
Bir süre sonra her doğruyu sadece kendilerinin bildiğine kendilerini
bile inandırıyorlar.
Bir gün biri çıkıp;
Kıral çıplak, hadi ordan, çek git… diyinceye kadar. Kader.
Varlık sebebi dışındaki konularda özgül ağırlığının hiç
olduğunu bilse insan…
Daha güzel olmaz mı? Olur da, olmuyor işte.
Bir gün olursa daha iyi olacağız.
Yorumlar
Yorum Gönder