ZURNA 7: ANKARA AYAĞINI DENK ALSIN


İçinde kim ya da ne olduğunu tam kavramasam da sarıldığım mezar taşlarım çok. Hepsi benim.
Annem 5 yaşında bir çocukken bir sakal telini sahibine hürmeten yerden kaldırmış, dua almış. 70 yıl sonra olayın kahramanına evladı üzerinden ulaştım. Biliyor, inanıyorum hiç bir şey yok olmuyor, olmayacak.

Ahirette kendi davamın hakimi olsam, muhtemelen kurtulamam lakin; niyetlerimle o zaman yaşayacağım bir şehir kurma azmindeyim. Rahman ve Rahim olan Allah’a teslim oldum. Kimsenin kimseye hayrının olmayacağı günün dünyada doğduğunun bilincindeyim.

Kamyon sırtındayken peşimizden gelen Horasan köpekleri Horasan’da kaldılar. Okul bitip işe başlayınca, derme çatma kervan yola çıkınca her köşede bitiverdiler. Dersli olduğumdan hiç umurum olmadı.

FETÖ’yle beni ilişkilendirmeye çalışanlar kadar hiç birine şaşmadım.
1998 yılından 2014 yılına kadar Bank Asya’da aktif hesabım varmış. Doğru. Vardı. Güya faize az bulaşmak için bir katılım bankasına hesap açtırmıştım. Pendik’te iki tane vardı en yerlisi oydu. Maskeleri düşünce tereddütsüz kapattım. 17-25 henüz tazeyken, hesap kapatmak cesaret işiydi. Muhtemelen şimdi hafiyelik yapanlar o zaman maklube partisi kovalıyorlardı. Oysa ben hiç maklube daveti almadım, maklube yemedim. Karnım şiş değil. Karnı şiş olanların patlamasını dilerim.

İnce ince eşelemişler. 2006 yılında bir FETÖcü ile ortaklık yapmışım. O da doğru. 2006 yılında proje bazlı bir iş için 3 ay süreyle biriyle ortaklığım oldu. Öncesinde ve sonrasında o kişiyle hiç bir irtibatım yok. Kaldı ki o zaman itibarlıydılar. Muhtemelen zehir hafiyeler; terfi, vergi, atama, iş vs için o dönem peşlerinde koşuyorlardı. Şimdi yaranmak için başka kulvarda koşuyorlar... Yazık. Hırıl hırıl, nefes nefeseler. Dilerim çatlasınlar.

17-25 Aralık öncesi ve sonrasında sadece burada yazdıklarım her hafiyeyi susturacak cinstendir.
(1,2,3)
Mutlaka bunları da yaranmak için onlara servis etmişlerdir. Sağolsunlar. Zaten, ihanetlerini bilsinler diye yazmıştım. Sosyal medya paylaşımlarım ve sohbetlerimin içeriği de yazdıklarımın aynıdır. Şimdi kusur koklayanlar, o zamanlar kuyruklarını kıstırmış, muhtemelen ortalığın sakinleşmesini bekliyorlardı. Hoşt hitabına maruz kalmaktan kurtulamasınlar.

15 Temmuz’da nerede olduğumu merak ediyorlarmış. 15 dakika abdest alma dışında sokaktaydım. Sanıyorum #DarbeyeHayır hashtagini Twitter’da ilk açan benim (4). 15 Temmuz’dan sonra neredeyse 40 gün işe gitmedim. Taksim Meydanı’nda sahneyi organize eden yüzde yüz gönüllü ekibin içindeydim. Sanıyorum beyler sosyal medya için fotoğraf çekip kaybolanlardır. Umduğunuzu bulamayasınız emi.

FETÖ taktikleriyle FETÖ’yle mücadele ettiğini söyleyenler FETÖ’ye hizmet ediyorlar.

Birbirinden rövanş almak isteyenler, birbiriyle rekabet edenler, birbirinin önünü kesmek isteyenler; en ufak menfaati için kırk takla atan taklacılar FETÖ tezgahları kuruyorlar.

Konunun neresinden tutarsanız tutun durum feci. ABD’nin FETÖ üzerinden başlattığı operasyon böylece devam ediyor. Darbecilerin hanesine her gün yeni ve cesaret verici şeyler yazılıyor.
15 Temmuz bir daha olsa, “baksınlar başlarının çaresine, bana ne” diyenlerin sayısı artıyor.

FETÖ’yle mücadelede zurnanın zırt dediği yer 16 Temmuz’du. 14, 13, 12 Temmuz her gün biraz daha geriye düşüyoruz.
Kıs kıs gülenler, gün sayanlar var ağlayanlar üzerinden...
Günümüzün en etkili bilgesi gibi seslenmek istiyorum Ankara’ya; “Ankara ayağını denk al...”
(Link)
Aksi halde, yolun sonu görünmüyor.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MELEKLERİN İNTİKAMI

Irishman Çok Uzuuuuuuuuun!

ÇARE SARIGÜL