ZURNA 6: BUHARLAŞMA


Kuru temizleme dükkanında, işten artık kalan zamanda test çözerek hazırlandığım üniversite sınavına; Hukuk Fakültesi kazanmak hedefiyle girdim. Olmadı.

O zamanki ünvanı Basın Yayın Yüksek Okulu olan Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini kazandım. Okul fiziki ve sosyolojik bir yamaçtaydı. Her an düşebilirim korkusuyla çok fazla gitmedim.

Özellikle kızlardan uzak duruyordum. Anlı şanlı Müge Anlı ile aynı sınıfta olduğumu çok sonraları öğrendim. Okula ulaşmak için kullandığımız ana cadde bankalarla doluydu! Sanki yabancı bir memleketti. 

Okul sonraları Nişantaşı’na taşındı. Birinci adresi gibi yeni adresine de yolum çok az düştü. Konfordan, korkudan, tembellikten... Sınavdan sınava gidip geliyordum. 3. Sınıf’tan sonra atıldım. Daha sonra çıkan afla bitirdim. 

Bu arada yerel bir gazetede Genel Yayın Yönetmeni olarak işe başladım. Gazete sahibi arkadaş bana ve 10 kişiye daha ortaklık teklif etti. İşi büyütecek, çok zengin olacaktık. Kişi başı sermaye? 10.000 Mark. Almanya’yı aradım. Ağabeyime anlattım. Kredi çekti, buldu buluşturdu gönderdi. Kayıt kuyut yoktu ama ortaktım. Bir yıl sonra hiç hesap yüzü görmediğimiz şirketin iflas ettiği söylendi. Diğer ortaklar yol aldı gitti. Ben kaldım. Gidecek yerim yoktu. 1 yıl sonra ben de gitmek zorunda bırakıldım. Para buhar oldu. Ama değdi. İş öğrendim. 

Umulmayanların paraya karşı zaafı resmi geçit yapıyordu. 
Süreç başka şeyleri de getiriyordu. Kadın ve kızlarla tokalaşmak, hemhal olmak normalleşmişti. Müzik, sinema, eğlence... belki her çeşidi değil ama olmazsa olmazdı. Banka tabelasından rahatsız olurken hesaplar işletmek farz olmuştu. Katılım bankalarıyla yola çıkılıyordu. Faiz, vade farklarıyla meşruiyet kulvarına girmişti. Her şartta doğrunun yerini politik doğruculuk alıyordu. vs...

Marx’ın dediği oldu; katı olan çok şey uygun ortamı bulunca buharlaştı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MELEKLERİN İNTİKAMI

Irishman Çok Uzuuuuuuuuun!

OSMANLICA SARIŞIN ÇEKİK GÖZLÜLERİN İŞİ